Ana içeriğe atla


 

EDEBİCE 27 Sayı Yunus Emre dosyası ile çıktı.

İşidin ey yârenler!

Yunusça söylemek, Yunusça söyleşmek, Yunusça hâlleşmek çağımızın birçok derdine derman olur belki de. Türk dilinin, Türk irfanının âbide şahsiyeti Yunus Emre... Vefatının 700. yılında onu rahmetle anıyoruz. Edebice 27. sayısı Yunus Emre dosyasıyla çıktı.
“Bu yıl Yunus Emre ve Türkçe yılı ilan edilmesi sebebiyle birçok kurum, üniversite ve sivil toplum kuruluşu Yunus Emre sempozyumu, kongresi gibi toplantılar düzenlediler/düzenliyorlar. Bundan dolayı dosyada yazısının olmasını arzu ettiğimiz birçok kıymetli isim, işlerinin yoğunluğu sebebiyle mazur görülmelerini istedi. Yunus Emre üzerine 30 yılı aşkındır çalışan Mustafa Tatcı hocamızdan bir Yunus Emre şerhi almak dosya için önemli bir katkı oldu. Yine Yunus Emre Divanı’nın Vatikan Nüshası’nı inceleyerek kültür dünyamıza kazandıran Doç. Dr. Himmet Büke’nin bu nüsha ile ilgili değerlendirmelerinin dosyamızda olmasını da dosyamız adına önemli bir zenginlik olarak zikretmeliyim. Yunus Emre’nin “hümanistliği” öteden beri tartışılır. Bu “hümanizm”den ne anlamamız gerektiğini Prof. Dr. Şahin Köktürk izah ederek konuya nokta koymuş oldu. Prof. Dr. Yavuz Bayram da “Yunus Emre’yi An/la/t/mak” başlığı altında Yunus’u “anmak, anlamak ve anlatmak” üzerine güzel bir deneme kaleme aldı.
Yunus Emre üzerine ülkemizde onlarca kitap yayımlandı. Bunlardan biri Leylâ İpekçi’nin Yâr Yüreğim Yar, diğeri de Mustafa Özçelik’in Anadolu’nun Gönül Dili Yunus Emre. Bunlardan ilki hakkında Zülküf Oruç, ikincisi ile ilgili de arkadaşımız Elif Arpacı birer yazı kaleme aldılar. Yunus Emre’nin mezarının nerede olduğu konusunda henüz fikir birliğine varılmış değildir. Bu konu ile ilgili Yunus Emre’nin İzinde kitabının yazarı Naci Yengin’in önemli tespitleri var. Onun “Yunus’un Mezarı ve Fuat Köprülü” yazısı bu açıdan önemli bir yazı. Anadolu’nun Gönül Dili Yunus Emre, Bizim Yunus gibi kitapların yazarı Mustafa Özçelik dergimizin önemli dosyalarına katkı sunmuş değerli bir isim… Mustafa Özçelik Yunus Emre dosyamızda da bizleri yalnız bırakmıyor, onun “Risâlet’ün-Nushiyye Bize Ne Söyler” adlı yazısını zevkle okuyacağınızı düşünüyorum. Halistin Kukul Hocamız “Yunus Emre’nin Şiirlerinde Din İstismarcılığı” adlı yazısıyla Yunus şiirlerine farklı bir açıdan bakıyor. Recep Tekin, Süleyman Pekin ve Hami Güç’ün yazıları da dosyamıza zenginlik katan kıymetli yazılar arasında yerlerini aldılar.”
Bu sayımızda şiirleriyle Özkan Kaya, Muhammet Durmuş, Yakup Bayakır, Hasan Hüseyin Taylan ve Mevlüt Şener; öyküleriyle Erhan Şibik, Lavinya Öz, Ülkü Kara, Hatice Yıldırım, Nihal Sarban, Hatice Kübra Alakuş aramızdalar. Öykü editörümüz Numan Altuğ Öksüz ile arkadaşımız Feyza Ay Öksüz’ün kitabı ve öykücülüğü üzerine güzel bir söyleşi yaptı. Ahmet Şahin, Ayhan Sağmak ve Halim Kaya da bu sayımızın diğer kıymetli kalemleri. Çizerimiz Çağrı Cebeci her sayıda olduğu gibi bu sayıda da bizi yalnız bırakmıyor.”

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

YETERSİZ BAKİYE (ÖYKÜ)

Abi yetersiz bakiye diyor. Karşı taraf "ne diyor" diye sormuş olmalı telefonda. Yetersiz bakiye diyor abi. Sen ödedin değil mi geçen ayın borcunu. Abi ödedin de niye yetersiz diyor bu Allah aşkına. Sıradaki orta yaşlı hanım sabırsız. Bukleli saçlarına üfürüyor sıkıntıdan. Püf diyor. Bukle havalanıyor. Ablanın aceleden ziyade tahammülü yok gibi. Göz göze geliyorlar. Gözünü oyar adamın abla alimallah. Elinde kedi maması gözüne çarpıyor. Celal sırıtıyor en masum haliyle, abla kusura bakma hemen halledeceğim diyor. Celal'in rengi ruhsarı solmuş beti benzi atmış, alı al moru mor. Yer yarılsa içine girse. Dokunsan ağlayacak. Sinirden değil mahcubiyetten. İsmi Celal kendi pamuk. Kızdığını gören olmamıştır. Sinirleri alınmış mübarek. Hafif yanaklı, bembeyaz surat. Utanınca vücudunun bütün kanı yanaklara doluyor sanki. Bildiğin beş yaşında oğlan çocuğu. Oldu bitti utangaç Celal. Sosyal mobik mi fobik mi ondan işte. Komşunun kızı Yasemin öyle diyor. Yasemin fingirdeğin önde gideni...
Latin Amerikalı Kalkınma Eleştirileri Modern Dünya Sistemi’nin en önemli çevre unsurlarından biri olarak Latin Amerika’dan hakim kalkınma paradigmasına yönelik eleştiriler esaslı bir yekûn tutuyor. Şilili Manfred Max Neef’in, Meksikalı Gustava Esteva’nın, Kolombiyalı Arturo Escobar’ın ve makaleyi de kaleme alan Arjantinli Maristella Svampa’nın katkılarıyla ilerleyen bu eleştirel literatür hakkında bilgilendirici bir makale. Umarım faydalı olur.   Latin Amerikalı Kalkınma Eleştirileri Latin Amerika’da hakim kalkınma nosyonuna yönelik eleştirel yaklaşımlar Roma Kulübü’nün [1] 1972’de yayımladığı “Büyümenin Sınırları” raporuna kadar gider. Bu eleştiriler sürdürülebilir kalkınmadan emtia öncülerinin yayılmasına kadar uzanan geniş bir yelpazede çağdaş bir içeriğe sahiptir. Latin Amerika düşüncesindeki üç kilit meseleyi şöyle sıralayabiliriz:   1.       Tüketim toplumu eleştirisi (70-80 ler) 2.       Post kalkınmacı eleştiriler (90’...
  Han'ı irfanla okumak... Byung Chul Han çağdaş bir düşünür, 1959 doğumlu. Güney Kore asıllı, metalürji okuduktan sonra Almanya’ya göç etmiş. Berlin Üniversitesi’nde Kültür teorisi, sanat, estetik dersleri veren bir profesör. Bugünlerde “Güzeli Kurtarmak” isimli hacim olarak ince ama derinliği olan kitabını lezzetli bir tercüme ile azar azar okuyorum. Han’ın kitabını Mustafa Tatcı hocamdan yıllardır şerhlerini dinlediğim Yunus Emre ve Niyazi Mısri’nin zihnimde biriken nutukları ile birlikte okuduğumu farkettim. Böylesi çağdaş düşünürleri tanıdıkça bizim irfani geleneğimizi dünya dillerine açmanın önemine bir kez daha ikna oluyorum. Öyle sanıyorum ki çağdaş filozoflar büyük bir emek çektikten sonra bizim irfani geleneğimizin ancak kıyılarına varabilecekler ve 21. Asır bu irfanın küresel kültüre daha çok mal olduğu, daha çok anlaşıldığı bir zaman dilimi olacak. Üzülerek söylüyorum ama bu kaynağa bir kez ulaştıklarında da bizim yakın tarihimizin mahalle kavgalarından, kendi tarihi ve...