Tao Dünya Görüşü; Balıkların Zamanında Yaşamak
Haşim’in
Müslüman saatleri yazmasının üzerinden tam bir asır geçti. 1921’de kaleme aldığı
yazısında Haşim alaturka saatlerden alafranga saatlere geçişle birlikte
yaşadığımız hislere, anlama ve değerlere dair köklü bir değişimden bahseder efkârla.
“azîm bir canavar halinde bir gece yarısından
diğer bir gece yarısına kadar uzanan” bitmek bilmeyen 24 saatlik günlerden
eskinin “ziyada başlayıp ziyada biten, on iki saatlik, kısa, hafif, yaşanması
kolay” günlerine özlem duyar.
“Yeni
‘ölçü’ bir zelzele gibi, zaman manzaralarını etrafımızda zir ü zeber ederek geceyi
gündüze katarak saadeti az, meşakkati çok, uzun, bulanık renkte bir yeni ‘gün’
vücuda getirdi”. diyerek yeni zamanların derdini, kahrını çekilmez
bulur.
Avustronezyalı Tao’lar eski saatlerine sahip
çıkan bir halk. Doğayla aynı kalp ritminde atan bir takvimleri var. Pasifik’te
denizci bir kavim olan Tao’lar denizle, ormanlarla, uçan balıklarla, kumsalla
ve mercan kayalıklarla ezeli ahitlerine sadık kalmışlar bugüne kadar. Doğanın o
muhteşem dengesine saygıyı inançlarının merkezi haline getirmişler. Yılı sadece
üç mevsime bölen Taolar her mevsim dönümünü bir bayramla kutluyorlar. Bu bayramlar
yazılı bir kültürü olmayan Taoların binlerce yıllık efsanelere, menkıbelere
dayanan ortak hafızalarını canlı tutuyor ve doğayla birlikte oluşturdukları
değerlerini gelecek kuşaklara sözlü kültür aracılığıyla aktarıyor.
Günümüzün aceleci ve kafası karışık dünyasında
mevsimlerin de kafası karışık. Dünya her zamanki yörüngesinde
dönüyor, ay ve güneş doğmaya ve batmaya devam ediyor ama yine de yolunda
gitmeyen bir şeyler var. Biz çağdaşların artık nüfusları birkaç binlere
gerilemiş belki de bir kaç kuşak sonra yeryüzünden silinip gidecek ve o naif ve
insancıl kültürlerinden eser kalmayacak bu halklardan kulak vermesi gerekiyor. Aşağıdaki
makale Sutej Hugu isimli Tayvanlı bir yazara ait. Umarım faydalı olur.
Tao Dünya Görüşü
19.
yüzyılın sonuna kadar (1896) modern dünyanın kolonizasyonunun dışında kalan Tao
halkı şimdilerde 5000 kadar bir nüfusa sahip ve ancak bu nüfusun yarısı
anavatanları olan Pangio no Tao (Lanyu) adasında yaşamaya devam ediyor. Pasifik
okyanusunun batı ucunda Taivan’ın güneydoğusunda ancak 45 km²’lik bir alana
sahip küçük bir volkanik adada. Aynı dili konuşan birbirinden bağımsız altı kabile
topluluğundan oluşuyor fakat her bir kabile farklı bir kökene, mitlere ve
efsanevi hikâyelere sahip.
Kuroshio
Okyanusu’nun geniş deniz ekosisteminin zenginliklerinden beslenerek Tao toplumu
binlerce yıldır kapsamlı geleneksel ekolojik bilgi ve pratikleri ile orijinal
bir refah toplumu olarak varlıklarını sürdürebilmişler. Bir kabile şefinin ya da
yönetici ihtiyar heyetinin olmadığı bunun yerine çeşitli üretimlere, inşa
faaliyetlerine ya da törensel etkinliklere rehberlik etmekten sorumlu olmak
gibi daha işlevsel bir liderlik biçiminin bulunduğu Taolar hane içinde de
cinsiyete göre belirlenmiş birbirini tamamlayan bir işbölümüne sahip.
Kendilerine özgü özgün bir ekolojik takvim olan hem aylık ay takvimini hem de
yıllık güneş sistemini takip eden zaman tahmin sistemleri “ahehep no tao”
(halkın akşamı) ile Tao erkekleri göçmen balıkçılık ve sezonluk mercan
kayalıkları balıkçılık faaliyetlerini düzenliyorlar. Tao kadınları kendi
bahçelerinde su kanalları kullanarak su gölevezi yetiştirip kurak arazileri
yakarak ve nadasa bırakarak dönüşümlü tarım uyguluyor, geniş aileler ise ortak
arazilerde gölevez, tatlı patates ve darı yetiştiriyor. Bir orman kabilesi
olarak tekne ve ev inşa etmek için kullandıkları yağmur ormanlarında kereste
için ayrılmış ağaçları nesillerdir ekolojik bir bilgelikle yüksek bir çeşitlilik
içinde yetiştiriyorlar. Bu uyumlu kültürel ve ekolojik bilgi ve adanın ve
üzerinde yaşayan halkların varlığını sürdürülebilmesine yönelik incelikli
“makaniaw” (taboo) norm sistemi hala canlılığını koruyor.
Tao
dünya görüşünün temeli gelecek kuşakların sürdürülebilirliği, idamesi ve
hayatlarını devam ettirebilmesi olarak tanımlanabilir. Örneğin ekolojik takvimi
ve türler arası sözleşmeyi doğa haklarının ve yönetişimin zemini olarak
kullanıyorlar. Basit ama doğanın çevresel döngüsünü yakından izleyen ve onunla
derin ve incelikli bir ilişki içinde olan ekolojik takvim Taoların yönetişim kurumunun
temel çerçevesini çiziyor. Bu takvim ayın hareketlerini otuz evre olarak
belirler ve isimlendirir aynı zamanda güneşin döngüsünü de yıl boyunca üç
mevsime bölünen 12 isimle izler. Bu takvimin en hayranlık uyandıran tarafı 12
ay ayı ve bir güneş yılı arasındaki farkı ayarlamak için gelecek yıl içinde
araya bir sıçrama ayı yerleştiren dinamik bir müdahale metodunun varlığıdır. Bu
tam anlamıyla göçmen kanatlı balıkların biyolojik saatine bağlı olarak
şekillenir.
Bu
eko takvimi sahip oldukları ekolojik ve fenomomenolojik bilgiyle birlikte
izleyerek her bir mevsimi başlatan oldukça önemli etik değere sahip üç temel
tören tertip ederler.
1. Mart
ve Haziran arasını kapsayan Rayon mevsimi başında Mivanoa töreni: Genç ve yaşlı
tüm erkekler balıkçı teknelerinin bılunduğu kabilenin ortak sahilinde bir araya
gelirler ve uçan balık sürüsünü çağırırlar böylece Tao kabilesi ve uçan
balıklar arasında kadim zamanlardan beri süregelen türler arası akdi
yenilerler, doğanın hakkının ve canlı dünyanın düzeninin gereğini yerine
getirirler. Tao mitolojisinde uçan balıkların siyah kanatlı soylu atası
Tao’ların dedelerine uçan balıkları her iki türün de hayatta kalmasını
sağlayacak biçimde nasıl yakalaması gerektiğini ve davranması gerektiğini
öğretmiştir. Aynı hikaye ile yıl başınca görülecek işler ve törenlere de bir
başlangıç vardır.
2. Yaklaşık
olarak Haziran ve Ekim arasını kapsayan Teyteyka mevsiminin başlangıcında Mivaci
töreni: tüm kadınlar ve erkekler kabilenin toplanma yerinde bir araya gelir akraba
ailelerin ortak arazilerinde yetiştirilen darıların ve diğer tahılların hasatı
kutlanır. Geleneksel tarım usulleri ile ve çevreye duyarlı dayanıklı
uygulamalarla yetiştirilen yaklaşık elli çeşit tahılın tarımsal çeşitliliğini
ve gıda-tohum egemenliğini en üst düzeyde tutmak hedeflenir.
3. Yaklaşık
olarak kasım ve Şubat aylarını kapsayan Amian mevsimi başlangıcındaki Mipazos
töreni. Tüm hane halkları adak için ayırdıklarını hazırlar önce kabilenin ortak
sahiline gidilir ve orada adaklar sunulur sonrasında köye dönülür ve adaklar
her evin çatısına konulur. Tüm ruhlarla uyumu yerine getirmek ve etrafımızdaki
tüm varlıklarla birlikte esenliğimize yönelik ahdi tekrarlamak amaçlanır.
Taoların
denizcilik yönetişim düzeninde göçmen türlerin avlandıkları tek mevsim Rayon
mevsimidir. Mervan kayalıklarında balıkçılık bu zaman diliminde kesinlikle
yasaktır. Uçan balıkların yakalanması onların üreme sezonunun zirvesini teşkil
eden bu dönemde durur. Mercan kayalıklarındaki balıkların avlandıkları diğer
mevsimlerde bu balıklar üç kategoriye ayrılır: iyi, kötü ve yenilmeyecekler
şeklindei böylece deniz gıda zinciri üzerindeki baskı hafifletilir ve zaman
yayılır. İyi balıklar öncelikle kadınlar ve çocuklar içindir. Kötü balıklar ise
erkekler ve yaşlılar için. Bu anlatılan tüm uygulamalar doğal kaynakların ve
çevrenin korunmasını sağlayan etkili çok boyutlu bir mıntıkalandırma
sistemidir.
Tao
yerli ontolojisi dilsel, kültürel ve çevresel bir teslis içinde
irtibatlandırılmış bir şekilde dünyayı isimlendirir ve tanımlar. Yaşam
alanımızın çevresindeki dünyaya Taolar seküler ve manevi anlamları olan isimler
verir. Deniz ve gelgit bölgesi canlıları için Tao’ların dilinde 450 isim
vardır, kıyı ve dağlık bitki örtüsü için 350, kara hayvanları, kuşlar ve
böcekler için 120. Adanın altı kabilesinin yaşadığı topluluk habitatı için 1200
civarında yer ismi vardır. bütüncül bilgi ve değer sistemi her bir ismi
birbirine bağlar ve ilişkilendirir. Bunun yanında yön tayini için düzinelerce
rüzgar ismi gökyüzündeki gözler olarak isimlendirilen yıldız ismi vardır. Bir
yazı sistemi olmaksızın Tao kabilesi sözlü bir gelenek içinde bu ortak hafızayı
kuşakta kuşağa hikaye anlatıcıları ve törenlerdeki ilahiler aracılığıyla
taşıayabilmiştir. Bu para ve piyasa öncesi iekolojik bilgi ve irtibatlı yaşama
biçiminin bütünlüğü kriz içindeki modern toplumlar için önemli dersler
içeriyor. Ortak geleceğimize yönelik gerçekçi ve vizyoner bir alternatif olarak
yerli dünya görüşlerinin yaratıcı bir biçimde ele alınmasını ve bir paradigma
değişikliğine ve gezegenin bütüncül bir şekilde yönetişimine dahil olmayı
sabırsızlıkla bekliyor.

Yorumlar
Yorum Gönder