Kyosei; Japon Çevreci Düşüncesi
Kapitalizm
gölgesini satamadığı ağacı keser. Sürekli daha fazlasını isteyen, ne pahasına
olursa olsun büyümeyi, kendi çıkarlarını önceleyen bir anlayışın değer üretmek
yerine var olanı sömürdüğü, tükettiği, yaşlı dünyamızın ocağına incir ağacı
diktiği aşikâr. Her şeyin metalaştığı ve piyasa değerinin hâkim değer haline
geldiği dünyamızda çevre ve iklim sorunları başta olmak üzere küresel
sorunların çözümüne dair batı merkezli yaklaşımların ötesinde daha çoğul,
yerel-geleneksel tecrübeleri, geleneksel bilgi biçimlerini değerli gören bir
yaklaşıma ihtiyaç var.
Aslına
bakılırsa yeryüzünde tüm geleneksel birikimler paylaşımcı, toplulukçu bir
birlik beraberlik dilini konuşabiliyor. Tüm coğrafyalarda insanı tabiatla, kendisi
dışındaki türlerle ve kültürlerle insaflı bir ilişki kurmaya davet eden
düşünceler boy gösteriyor. Kyosei de Japon kültürünün “birlik ve iyilik”
öğütleyen bir felsefesi. İnsanı merkeze alan ve geri kalan bütün varlıkları
nesneleştiren bir insan merkezciliği yine bir uca savrularak doğayı insanın önüne
koyan bir çevre merkezcilikle aşmak yerine hem insanı hem de doğayı aynı
kaynaktan gelen eş değer birer özne olarak ele almak suretiyle aşmayı öneriyor
Kyosei.
İşletmelere
de ilham kaynağı olan Kyosei felsefesi şirketlere dışarı doğru genişleyen
halkalar halinde yerelden küresele doğru bir vizyon sunar. Kendi içinde
çalışanları ile birlik sağlayan şirketler sonraki adımlarda bu birlik duygusunu
müşterilerine, tedarikçilerine ve toplumun bütününe taşır nihai olarak da
çevrenin de dahil olduğu küresel düzeyde adaleti tesis etmeyi hedefler.
Japon
Akademisyen Fuse’nin kaleme aldığı tanıtıcı makale umarım faydalı olur.
Kyosei
Kyosei
sözcüğü Japoncada zevkli, yaratıcı ve üretken bir otak yaşam, birlikte yaşam
anlamına gelir. Cinsiyetler, farklı kültürler, engelliler ve engeli olmayanlar,
insanlar ve hayvanlar, insanlar ve doğa arasındaki ilişkileri tanımlamak için
kullanılır. Kyosei her zaman insan- insan ilişkilerine ve insan-doğa
ilişkilerine dair bir atıf içerir. Kavrama 20. Yüzyılın ikinci yarısından sonra
ekolojik ve sosyal problemleri bir arada ele almak için daha çok müracaat
edilir oldu. Sosyal bir ideal anlamıyla kyosei akademik dünyadan da dışından da
bir çok destekçi buldu sonrasında bu ilgi geniş bir anlam yumağını ve aynı
zamanda da belirsizliği beraberinde getirdi. Bu yüzden Japon siyasi partileri
kavramı hem sağ hem de sol bir temayülle kullanabildi.
Bu
şartlar altında sosyal sistemleri disiplinler üstü bir yaklaşımla çalışmayı
hedefleyen kyosei Çalışmaları Vakfı Japonya’da 2006 yılında teşekkül etti. Vakfın
kendine çizdiği yol kyosei kavramının anlamını açıklamak ve gerçek hayatta bir
uygulama zemini hazırlamaktı. Vakıf Kyosei kavramının çeşitli anlamlarının
altında yatan ortak bir payda tespit etti. Bu kyoseinin hangi bağlamda
kullanılırsa kullanılsın dillere, kültürlere ve iklimlere hürmeti merkezine
alan sürdürülebilirlik ve eşitlik ilkelerini geliştirmeyi hedefleyen bir
içeriği mutlaka taşıyor oluşuydu.
Çağdaş
Japon Filozofu Shuji Ozeki kyosei kavramını tasnif etmek için üç başlık atlında
toplanan bir çerçeve tasarladı. Barınak, rekabet ve topluluk. Barınak olarak
Kyosei modern öncesi bir odaklanma içeriyor ve mimar Kisho Kurokawa’nın
düşüncelerini temsil ediyor. Bu yaklaşım “barınakları” muhafazakar geleneksel
toplumları ve toplulukları korumak ve desteklemek olarak konumlandırıyordu. Yarış
olarak kyosei ise daha modern bir anlama sahipti. Hukuk felsefecisi Tatsuo
İnoue’nin düşüncelerinde yer buluyordu. Rekabet ilkesi heterojenliği,
bireyselleşmeyi destekler fakat ortaklık düşüncesini reddeder. Kyoseinin bu iki
formu birbirinin antitezi olarak işler.
Üçüncü
tür kyosei olarak “topluluk” ise postmodern bir yönelime sahiptir ve filozof
Kohei Hanazaki’nin ve etikçi Takashi Kawamato’nun düşünceleri etrafında
şekillenir. Bu kyosei türü toplumsallaştırma, işbirliği ve dayanışma ile piyasacı
köktencilik düşüncesi ve onun sosyal pratiklerine içkin olan rekabet ilkesi
arasındaki karşıtlığı görünür kılar. Topluluk düşüncesi burada sadece
geleneksel anlamıyla yer almaz kyoseinin bazı diğer kullanımlarının içine
gizlenmiş tahakküm ve eşitsizlik içeren anlamları açığa çıkararak toplumun daha
zayıf ve hassas kesimlerinin bakış açılarına ve ihtiyaçlarına da vurgu yapar.
Hokkaidolu bir filozof ve aktivist olan Hanazaki Japonya’nın yerli Ainu
halklarının haklarını savunma için kyoseinin bu anlamını kullanır.
Kyoseinin
bu üçüncü ve toplulukçu anlamına dair konuşurken “kyodo” olarak bilinen ve
Japonların bir diğer toplulukçu düşüncelerinin olduğunu da hatırlamak gerekir. Toplulukta
değerler, normlar, ve amaçlar paylaşılırken kyosei bir arada yaşamanın farklılıkların
karşılıklı bir canlılık kazanacağı bir deneyimin altını çizer. Farklı olmaya
hürmet eden bu kyosei geleneksel tek tipliliğe de piyasa sistemi içinde var olabilmek
için verilen modernist savaşıma da mesafelidir. Kyoseinin bu üçüncü türü ilk
iki anlamın yerine geçer. Tarihsel anlarda çatışma ve rekabeti kabul eder.
Kyoseinin
insan doğa ilişkilerine dönersek, ekolojik krizler her gün daha da ciddiyet
kazanırken doğa ve insan ilişkilerinin alışılmış biçimleri gözden geçirilmekte
ve doğanın yasaları ile uyum içinde bir sürdürülebilirliğin inşası yönündeki
tercih belirginlik kazanır. Alternatif bir oryantasyon olarak kyosei Ozeki
tarafından insanlık ve doğa arasında aracılık eden ve yine onlar arasındaki
metabolizmayı harekete geçiren emeğe odaklanarak tarımsal bir bağlama
uygulanmakta. Çevre teorisinde çevre merkezlilik ve insan merkezlilik
arasındaki çatışma kyoseinin bütüncül mantığı esas alınarak aşılabilir. Burada
hem insanlık hem de çevre birbirini baskılayan bir iktidar ilişkisi içinde
değil aynı anda ikisinin de özne olarak görüldüğü bir eş zamanlı varoluş içinde
ele alınır.

Yorumlar
Yorum Gönder