Malthus bu gidişle doğanın bir gün tükeneceğini 1798’de yayımladığı meşhur eserinde öngörmüştü zira insan nüfusu geometrik, doğal kaynaklar ise aritmetik olarak artıyordu. İnsan ve doğa arasına giren bu mesafeyi kapatma arayışı iki asrı aşkın bir zamandır devam ediyor. Her ne kadar kalkınma yazınında çevre konulu başlıklar gündemin üst sıralarında ancak 1980’li yıllardan itibaren kendine yer bulmaya başlamış olsa dahi kalkınma yazını başından itibaren çevre konuları ile yakından ilişkili olageldi. Kalkınmanın ekonomik büyüme ile eş anlamlı olarak kullanıldığı dönemde doğal kaynakların nasıl kullanılacağı ve dağıtılacağı sorusu kalkınmanın tanımına ve nasıl ölçüleceğine dair yönteme etki ediyordu. Modern kalkınma yazınının 1950’den 2020’ye uzanan 70 yıllık serüveninde kalkınmanın ilgi alanı salt niceliksel bir değerlendirmeden niteliksel olana doğru bir genişleme gösterdi. Bu süreç birbirinden keskin bir biçimde ayrılmayan ve birbirine eklemlenerek, iç içe geçerek ilerl...