Oğlanın eline bir
liste tutuşturmuşlar okuldan. kalem defter, şu bu, kırtasiye. Sözlükler de var.
Birkaç kitapçıya baktım boy boy çeşit çeşit sözlük. Mesele kelimeler olunca
müşkülpesentliğim tutuyor. Sözlükleri karıştırdım hangisini alsak acaba, birini
bıraktım diğerini aldım o vakit farkettim ki memlekette sözlük almak da zor iş.
Yazmasını siz düşünün. Her sözlük politik ideolojik bir nesne imiş meğer, geç
anlamışım. Kelimeler üzerinden dünya görüşünüz, yaşam biçiminiz şekilleniyor.
Demek ki bu sözlük işi mühim. Dilci, edebiyatçı büyükler söyler dururdu da
kalın kafama bir türlü girmezdi. Dil düşünce ilişkisi, dil devrimi, dil
siyaseti vs. Demek bu iş ilkokuldan başlıyormuş. Yenilikçi miyiz yoksa
muhafazakâr mı? Kelimelere yüklediğimiz anlamlar, kelime tercihlerimiz bu
sorunun cevabıyla ilişkili imiş. Aydınlanmış hissettim kendimi birkaç gün.
Geçer.
Dost
sohbetlerinde “muhafazakâr ruh hali” diye bir ibare geldi geçenlerde dilime.
İnsan konuşurken kelimelerin, kavramların üzerinde pek durmuyor. Zaten tek tek
kelimeleri açarak, sınırlar çizerek, zaman zaman genişleterek konuşsak ne kadar
zor olurdu iki lafı bir araya getirmek. Kamus namustur diye boşuna dememiş
eskiler. Hakikaten de zor kamusun namusunu korumak. Her kelimeyi yerli yerince,
hakkını vererek kullanmak. Muhafazakâr ruh hali deyince acaba ne demek istedim
diye önce bir lügate müracaat etmeli diye düşündüm. Kubbealtı lügatinde
muhafazakârlık kelimesi iki şekilde verilmiş, ilk anlamı “Millî, mânevî
değerleri, âdet ve gelenekleri korumaya, olduğu gibi yaşatmaya çalışma durumu”
imiş, ikinci anlamında ise tutuculuk, taassup anlamını veriyor. Kubbealtından
da bu beklenirdi. Resmi sözlüğümüz ne demiş diye TDK’ya müracaat ettim. Tek bir
anlam vermiş Dil Kurumumuzun sözlüğü; “tutuculuk”, lakin örnek cümlesi Yahya
Kemal’den “Milli şuura ermiş bir insana göre muhafazakârlık, liberallik ve daha
ileri fikirler arasında fark azdır”. Şimdi derdimiz iyiden iyiye arttı. Milli
şuur ne demek, ona nasıl erilir, liberal kimdir, daha ileri fikirler
hangileridir? Kesret. Gel de çık işin içinden.
Muhafazakârlık
çağdaş bir politik ideoloji diyenler mi, yok ideoloji değildir bir duruştur,
tavırdır o diyenler mi? Ucumuz Avrupa Aydınlanmasında, Fransız ihtilalinde
çıktı. İhtilal karşısında eski düzeni, gelenekleri, değerleri savunanlarmış ilk
siyasal muhafazakârlar. Fransızların, İngilizlerin, Amerikalıların
muhafazakârları birbirinden farklı imiş. Sonra sağ muhafazakâr, sol
muhafazakâr, milliyetçi muhafazakâr, liberal muhafazakâr diye uzayıp gidiyor
listemiz. Bir de benim gibi hadsizlerin işkembe-i kübradan uydurduklarını da
eklersek yardan atlasak yeğdir.
Türk
muhafazakârlığı deyince de iş hepten sarpa sarıyor. Tanpınarlar, Peyamiler,
Yahya Kemaller, Baltacıoğulları, Başgiller, Turhanlar, Güngörler listemiz uzun.
Bu bulgur çok su kaldırır. Biz işi alanın uzmanlarına bırakıp muhafazakâr ruh
halimize dönelim.
Herkesin bir
sözlüğü olmalı. Kendi dağarcığında biriktirdiği anlamları. Sözlüklerde arayıp
bulamadığımız anlamları oradan bulup çıkarmalı. Ben de öyle yaptım. en
kestirmesi. Biraz uzun ama daha anlaşılır. Gaye meramı anlatmak değil mi?
Muhafazakârlıkta bir süreklilik vurgusu var. Fanusu kırmadan genişletme. Zaman
karşısında eşyanın mukavemeti, zamanın izlerinin eşya üzerinde birikmesi gibi.
Taşın yosun tutmuş zamanla aşınmış yüzeyi gibi. Bir de kendiliğindenlik var.
Aklın müdahalesi sınırlı. Hadi söyleyelim akla karşı bir güvensizlik duygusu.
Deneyimi, yaşanmışlığı yeni olana yeğ tutma. Geçmiş kayıp zamanların izini
sürme. Şimdiyi tekinsiz geleceği ise endişe verici bulmak. Birikmiş,
ağırlaşmış, üstüste binmiş, kıvamlı, rayihalı…
Ardına bakarak
yürüyor. Gözü hep arkada. Kolayca kopamıyor. Eski sevgilinin elleri avucundan
sıyrılırken, kokusu, sıcaklığı, teri, tuzu kalıyor. Şarkılar, şiirler, ağaçlar,
yollar, parklar hep aynı şeyi hatırlatıyor. Bırakıp gidecek, unutacak ama
rüyalar bırakmıyor. Ansızın bir şimşek gibi sonbahar yapraklarının üzerinde bir
hatıra çakıveriyor. Geçmiş bir türlü geçemiyor. Şimdiyi huzursuz ediyor.
Sürekli alttan alttan dürtüyor. Denizin yüzünde batan çıkan bir şişe, ya
sevgiliden bir mektup varsa içinde. Kendini Kendini hatırlatıp duruyor dipten
yüzeye. Bir türlü gevşeyemiyor, rahatlayamıyor. Şimdiki zamana şöyle ağzının
tadı ile katılamıyor. Gelecekse hepten korkulu. Belirsiz. Güzel günler geride
kaldı. Gelecek büyük ihtimalle geçmişin yerini tutamayacak, hüzün, kaygı ve
korku getirecek.
Geçmişse öyle
ya da böyle ninemizin, dedemizin evi gibi belki azıcık dar, kasvetli, eşyalar
eski ve hüzünlü ama güvenli, şefkatli ve mütevazı olursan konforlu.
İşte
bendenizin sözlüğünde böyle yazıyor muhafazakâr ruh hali için. Bu ruh hali
eşyaya, bilgiye, insana, insan ilişkilerine, kurumlara, kelimelere siniyor. En
çok tarihle, edebiyatla, musiki ile sevişiyor. Oradan besleniyor. Oraya
sesleniyor. Oysa oluş sonsuz bir hızla ve kesintisiz bir şekilde ilerliyor.
Geçmişin malzemesinden yeni kendini sürekli üretiyor yeniliyor. Geleceğe
kavuşuyor, el veriyor. Muhafazakâr ruh hali geçmişin konforlu hüznünü bir türlü
bırakamıyor. Yeniye katılamıyor. Beğenmiyor. Şikayet ediyor. Eleştiriyor. En
iyi yaptığı şeyi yapıyor, tavır koyuyor. Küçümseyerek tepeden bakıyor. Burun
kıvırıyor. Eskinin asaletinden, katıksızlığından, saflığından dem vuruyor.
Yeniyi hep köksüz, eksik, melez hatta soysuz ; gençleri hayta, sorumsuz, müsrif
buluyor. Bir türlü parçadan kurtulup bütüne uzanamıyor. Kaygılı, depresif ve
asık yüzlü olmaktan kurtulamıyor. Geçmiş güzel günlerden, büyük aşklardan,
kahramanlardan, şanlı tarihlerden bugüne yer kalmıyor. Yeni sayfalar açılmıyor,
yeni aşklar yaşanmıyor.
Oysa bu ruh
hali azıcık camı pencereyi açınca, çarşı pazara çıkınca, hayatın gürül gürül
akışına katılınca hemen dağılıverir. Tozu, kederi, ağır kokusu taze hava ve
güneş odaya dolunca yerini ferah bir sabaha bırakır. Yeni kelimeler birikir,
eski kelimelere yeni anlamlar dahil olur. Dil genişler. Sohbet koyulaşır. Kim
hayır diyebilir ki bahçede salkım söğüdün dibinde dostlarla, gençlerle şimdiki
zaman üzerine ümit verici bir sohbete. Eleştirmeden, tepeden bakmadan.
Kınamadan. Surat asmadan. Herkese iyi gelir.
.jpg)
Yorumlar
Yorum Gönder