Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ÇALA ÇALA BİR HAVAYI BULUR

  Enseyi Karartmayalım Dostlar, Çala Çala Bir Havayı Bulur Bir okkacık balı, bir dönümlük malı olan düşünsün dostlar. Ne dem baki ne gam baki, enseyi karartmayalım. Devri şadi de geçer gussayı matem de. Hepsi geçer, kendi kalır. Dolar boşalır, yuro dürülür. Bitkoin bitlenir. Açığı kapanır, borcu ödenir. Olur işte. Allah azımıza çok bereketi versin. Devletimizi başımızdan eksik etmesin. Halden anlayalım. Rabbena hep bana demeyelim. Üstte olan alttakini aşağı itmesin elinden tutup kaldırsın. Altta olan üsttekine haset etmesin. "Haset etme ne olur çalış senin de olur" vecizesi minibüs arkalarında, kamyon kasalarında kalmasın, herkesi gayrete getirsin. Mühim olan ağız tadı dostlar. Sofrada yağ bal olsa yar olmasa neye yarar. Vücut belli 80-90 kilo. Ömrü de bir o kadar sene. Yiyeceği içeceği, nasibi belli. Çok olsa bir batman. Dünyayı yutamazsın ya. Ölüm var, büyük öğretmen. Kanaati öğrenmezsek kara toprak öğretir. Bak kırktan sonra geliyor habercisi. Kırk yıl biriktirdiğimiz sa...

YETERSİZ BAKİYE (ÖYKÜ)

Abi yetersiz bakiye diyor. Karşı taraf "ne diyor" diye sormuş olmalı telefonda. Yetersiz bakiye diyor abi. Sen ödedin değil mi geçen ayın borcunu. Abi ödedin de niye yetersiz diyor bu Allah aşkına. Sıradaki orta yaşlı hanım sabırsız. Bukleli saçlarına üfürüyor sıkıntıdan. Püf diyor. Bukle havalanıyor. Ablanın aceleden ziyade tahammülü yok gibi. Göz göze geliyorlar. Gözünü oyar adamın abla alimallah. Elinde kedi maması gözüne çarpıyor. Celal sırıtıyor en masum haliyle, abla kusura bakma hemen halledeceğim diyor. Celal'in rengi ruhsarı solmuş beti benzi atmış, alı al moru mor. Yer yarılsa içine girse. Dokunsan ağlayacak. Sinirden değil mahcubiyetten. İsmi Celal kendi pamuk. Kızdığını gören olmamıştır. Sinirleri alınmış mübarek. Hafif yanaklı, bembeyaz surat. Utanınca vücudunun bütün kanı yanaklara doluyor sanki. Bildiğin beş yaşında oğlan çocuğu. Oldu bitti utangaç Celal. Sosyal mobik mi fobik mi ondan işte. Komşunun kızı Yasemin öyle diyor. Yasemin fingirdeğin önde gideni...

TRANSHÜMANİZM: YERYÜZÜNDE CENNET MÜMKÜN MÜ?

    Modernliğin müphemlikle başı hoş değil. Tropikal ormanlardan okyanuslara, kutuplardan, uzayın derinliklerine, canlı türlerinden insan beyninin kıvrımlarına bilinmeyen, açık seçik olmayan her şey modern insan için tekinsizdir. Tüm bu belirsizlik bilimin nesnel dünyasına, parlak ekranına taşınmalıdır. Öte yandan her şeyin öngörülebilir olduğu, kullanım talimatlarına ve el kitaplarına konulduğu bir prospektüse, krokiye, haritaya kavuştuğu hiçbir müphemliğin olmadığı yerde özgürlükten söz etmek de mümkün değildir. Belirsizlik aynı zamanda insana en çok ihtiyaç duyduğu özgürlüğü de verir. Farmakolojinin kökü olan Pharmakon kavramı hem zehir hem de ilaca işaret eder. Hem şifayı hem ölümü içeren bir belirsizliktir bu o yüzdendir ki müphemlik aslında insanın ihtiyaç duyduğu ilacın ta kendisidir. Transhümanizm aslında bu belirsizliği, tekinsizliği, insana acı veren, kaygı veren her ne varsa onu ortadan kaldırmak isteyen bir gelecek tasavvurudur. Daha hümanizmin insan merkezci ...

BAĞLILIK HASAN

  Bir çocukluk uykusunun hafifliği kaç ton tomruk eder, ya da bir elektrik kulesi babanızın sürdüğü tarlaya gölgesi düşen dedenizin diktiği tek bir ağaç eder mi. Sizi salıncakta sallayan ağabeyinizin çocuk yüzü kaç kasa domates eder. Bir kuşun ölüsü ya da kedi berduşun cenazesiyle kaç kilo kurtsuz, parlak, iri ve ilaçlı elma alabilirsiniz. Acaba bilmem kaç fidanlık şeftali tarlası saf yürekli bir komşunun gönlüne sığar mı? Bağlılık Hasan filmi usta yönetmen Semih Kaplanoğlu’nun olgunluk dönemi eseri. Görüntüleri ile hiçbir söz olmadan film boyunca esen o muhteşem rüzgarın eşliğinde saatlerce izlenebilir, insanı kendine hayran bırakan bir görsellik. Öte yandan senaryosu ile de çok katmanlı okumalara, yorumlara açık. Uçsuz bucaksız tarlalardan tarımsal kapitalizmin dönüştürdüğü taşraya bakabilir isteyen. Bankalar, krediler, tarım ilaçları, bölünmüş mülkiyet ilişkileri, doğanın metalaşması, ticarileşmesi üzerinden görebilir filmi isteyenler. Sadece ülkemize özgü olmayan evrensel bir ...

BİZİM YUNUS’UN ODUNLARI KÜRESEL KAZANI DA KAYNATIR

    Ezberler çağı bitti, ideolojiler çağı biteli yarım asır oldu neredeyse. Küreselleşme yereli kendi kervanına katarken kimsenin kendi mahallesinde, mahalli düşünce evreninde kalmasının imkanı yok. Düşüncenin de bir ekonomi politiği olduğunu en az iki asırdır açık açık kim bilir kaç asırdır da farklı kelimelerle söyleyip duruyor batının ve doğunun alimleri. Bir tek tıkla Çin’den kulaklık alabiliyorsan gözünü de kulağını da dört açmanın zamanıdır. Hele hele o küresel tacir kulaklığın teslim tarihini saatine kadar vaat edip tam zamanında gönderebiliyorlarsa artık düşüncenin de eski tas eski hamam devam etmesinin imkanı yoktur.   Geçenlerde bir arkadaş Koreli bir genç müzik grubunun sahnedeki erik dalı performansını izletti. Hay hay deyip kolları efe gibi kaldırıp coşuyor Koreli gençler. Belki orta zamanlardan kalma akrabalık bağlarımızı hatırladılar ya da Kore savaşında verdiğimiz omzun vefa borcudur erik dalında sallanan omuzlar. Türk kültürel diplomasimizin küres...

BUEN VİVİR; BAŞKA BİR İYİ YAŞAM MÜMKÜN

Buen Vivir İspanyolca bir ifade, yakın bir tercüme ile iyi yaşam demek. Sizce iyi yaşam nedir? Ekonomik konfor, hayat standardı, gelir seviyesi, iyi araba, konut, alım gücü, tatiller mi?…Yoksa kitaplar, müzik, sanat, estetik, sakin bir yaşam, doğa, yeşil mi? Ya da iç huzur, maneviyat, sükunet, inziva, kendinizle başbaşa kalmak olabilir mi? Kalabalık bir aile, bir ev dolusu çocuğa ne dersiniz? Eğer bu soruyu Güney Amerika’nın Andean Dağlarında yaşayan bir Keçuva yerlisiyle bir de bizim Toroslar’ın Sarıkeçili Yörüklerinden birine sorsak benzer cevaplar alırdık mutlaka. Çünkü her ikisi de toplum ve doğayı birbirinden ayırmayacağı ve toplumu da ayrı adacıklar da yaşayan bireylere bölmeyeceği için iyi yaşamı insanların ve doğanın tüm unsurlarının bir arada uyum içinde yaşadıkları bir yaşam olarak anlatırlardı farklı üsluplar ama benzer anlamlarla. İyi yaşam nedir? Ekonomik konfor, hayat standardı, gelir seviyesi, iyi araba, konut, alım gücü, tatiller…yoksa kitaplar, müzik, sanat, estetik, s...