Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kıssadan Hisse. Firavunun Sihirbazları ve Dünya Sistemi

  ·        “Sihirbazlar işlerini aralarında tartıştılar ve konuşmalarını gizli tuttular.” ·        Firavunun sihirbazları ile Musa peygamberin karşılaşması. Firavun bütün hile vasıtalarını toplayıp gelir. Düz ve geniş bir ovada; bayram günü insanların kalabalık oldukları kuşluk vaktinde.   Dün de bugün de, tarih boyunca gücün en önemli kaynağı bilgi olageldi. Bilgi. Neyin bilgi olup olmadığına, önemli-önemsiz, değerli-değersiz bilginin hangisi olduğuna karar veren merkeze güç dendi. Güç bilgiye karar verdi, bilgi de gücü güçlendirdi. Siyaset felsefesi ve onun bir uzantısı olarak uluslararası ilişkiler hep bu “güç”ü anlamanın peşindedir. Türlü filozoflar türlü teorilerle bize sesleri ulaşan en kadim bilgelerden günümüze dönüp dönüp bu sihirli kavramın anlamını araştırdı. Bana öyle geliyor ki “geçerli bilgi”yi kaynakları, biçimleri ve vasatları ile incelersek gücün o tarihsel an içindeki yapılanmasına dair de bi...
En son yayınlar

Tanıdık, bildik hikaye: Yugoslavya'da ABD kamu diplomasisi

  Tito-Stalin ihtilafı Haziran 1948. Dönemin Yugoslav partisinin "sözcüleri" Borba, Vjesnik, Politika şaşkın. O yarıkta ABD kamu diplomasisi elverişli münbit bir alan bulur. "Yugoslav tarzı sosyalizm" bölgede Amerika'ya "komünist bir müttefik" hediye eder. Kardelj'in yabancı memleketlerle -hususen ABD ile- "aktif barışçıl işbirliği" dediği doktrin bu döneme ait. Sonrası malum. 56'da Budapeşte'nin Sovyet işgali, Nehru, Nasır ve diğerleri. Truman ve Eisenhower doktrinlerinin ortak yanı Tito'yu suyun üstünde tutmaktır. Sovyet dışında da sosyalizmin mümkün olduğunu cümle aleme göstermek için Yugoslav milliyetçiliği desteklenir. 50'lerin ortası ama en çok 60'lar artan refahın da desteğiyle Yugoslavya'da Amerikan kültürünün revaç bulduğu yıllar. Evlerin içi, mutfaklar, mimari ve tabi ki Yugoslav süpermarketleri bu etkinin temaşa mekanları. Amerika bir çok enformel kanaldan Yugoslav gündelik hayatını "modernleştirir...

Az durun, bir şey kaçırmazsınız.

  Az durun, bir şey kaçırmazsınız.  Herşeyin fazlası zarar. Aşırı sulama ya da gübre de bitkilere zarar verir. Umarım biz de yakında aşırı doz iletişimden kurumayız. İnsanın bitkilerle diğer canlılarla bir yakınlığı var. Aynı hava, su, toprak içinde şekilleniyoruz. Bunu sizlere bilgiçlik taslamak için yazmıyorum haşa, insanın da tıpkı bir saksıdaki bitki gibi maruz kaldığı maddi şartların (daha görünür olan) ve manevi şartların (henüz görünmeyen) etkisi altında olduğunu anlatmak için sadece. Sözü uzatmadan; bizi yapa, imal eden tüm bu şartlara ideoloji diyebiliriz. Ideolojiler çağı sona erdi demeyin, zira bitmedi sadece form değiştirdi. Katı halden ne bileyim sıvı ya da gaz haline dönüştü. Inceldi, seyreldi, hafifleşti içimize sızdı. Eskiden kaba törensellikler içinde daha katı ve sert yöntemlerle hayatımızı çevreleyen ideolojiler bu gün daha parlak daha renkli kıyafetlerle arzı endam ediyor. Içimizi dolduruyor. Bizi şekillendiriyor. Zihnimizi olduğu kadar bedenimizi de… Orwel...

Bosna Günlükleri: Ali'yi Sevdim Ali'yi

Ali’yi sevdim Ali’yi Kosova’da Yakova’da olmalı; bir rıfai tekkesinin önünde gül ağacının dibinde durduk. Mor menekşe boynun eğdi, gül kızardı hicabından. Sümbülün rayihasın duyduk cananın perçeminde. Sonra badı saba esti kuy-ı yârden koku geldi. Esridik. Zülfü açılsın ay yüzü görünsün dilerken başımıza sevdaların en perişanı geldi, ne ad kaldı ne de san.   Böyle dağınık kaldık şahane oldu. Gözlerim kan çanağı, kanlı gözyaşı döktüm gülün dibine. Gül halimden anladı. İçeri gel dedi. Kazan kaynadı. Ziller kavuştu, bendirler vuruldu, kudüm en kadim en tok sesiyle az söyledi öz söyledi. Can kulak oldu her yer tek bir ağızdan Ali dedi. Ali’yi sevdim Ali’yi. Ali’yi sevdim Ali’yi. Kalktık bir turnanın ardına düştük. Cakova’da bulduk bir dört duvar. Mücerred alınlarıyla akı karasından çok sakalları ile babalar dedeler aldı bizi. Sofra kurdular. Bir kuş sütü eksik. Diz çöktük hep birlikte sessiz sözsüz bir uzun muhabbet, sormayın. Baldan tatlı, sütten ak.   Dilsizler haberini kulak...

"Tarafsız" Medya, Yahudanın Öpücüğü

Bunca bilginin, enformasyonun, görüntünün arasında az söylemek, sözü yetki ve bilgi sahiplerine bırakmak, görevini en iyi şekilde yaparak onlara yardımcı olmak en doğrusu olsa da bu günlere bir kayıt düşmek adına yazmadan edemedim. İsmet Özel “of not being a jew” şiirinin son mısralarında sorar “Yahuda değilsem de bende yahudilikte mi yok” diye. “Kimi öptüm de kurtuldu çarmıha çakılmaktan…” Gazze’ye Yahudanın öpücüklerini yolluyor insanlık. Yahudinin bombaları kadar tahripkar Yahudanın dost görünen hain öpücüğü. Bunca kanın aktığı bir dünyada şiire, kelimeye yer yok. Ama çıplak bir hakikate de en çok şiirin kelimeleriyle yaklaşabiliyor insan. Bu toz dumanın, sisin, fırtınanın içinde şiirin, vicdanın kelimelerin deniz feneri yol gösteriyor. Merhum Teoman Duralı şairin örttüğü hakikati soğukkanlı filozof lisanıyla aralıyordu. “Küreselleştirilen İngiliz-Yahudi Medeniyeti” derken. Her insan tohumunun dil, millet ayırmaksızın küresel kültürün yahudileştiren toprağına ekilip durulduğu bir dü...

BALKANLARI BÖLÜŞMEK

  Washington merkezli Muhafazakar eğilimli Jamestown Vakfı'nın kıdemli uzmanı olan Janusz Bugajski'nin İstraga.ba adlı internet sitesi için kaleme aldığı 08.04.2023 tarihinde yayımlanan yazı Balkan politikasına yönelik güncel bir fotoğraf sunuyor. Bugajski Vaşington ve Brüksel’in bir aradan sonra Batı Balkanlara yönelik bir tasarım içinde olduklarına dair emareleri okuyor. Bu tasarım Belgrad, Zagreb ve Tiran’dan oluşan üç ana bölgesel gücün aralarında ekonomik ve politik nüfuz alanları pay ederek tatmin edilmesi üzerine kurulu. Boşnaklar, Karadağlılar, Kosovalılar ve Kuzey Makedonyalılar ise bu sürecin daha çok tabi olan unsurları konumunda. Söz konusu her ne kadar bir sınır değişikliği ya da sıcak bir çatışma yaratmadan Batı Balkanlarda barış ve istikrara yönelse de içinde üç açmazı da barındırıyor. Makalenin tercümesini linkte bulabilirseniz. Yugoslavya   Savaşlarının üzerinden 20 yıldan uzun bir zaman geçmesine rağmen Bosna hala derin bir bölünmüşlük ve fonksiyonel at...

MANEVİ REHBER (Öykü)

                                                                                               (After Life'a ve bütün iflah olmaz aşıklara) El çek tabib el çek yarem üstünden Sen benim derdimi bilebilmezsin Yarem yürektendir yoktur ilacın Sen benim yaremi sarabilmezsin. Orkunlara gittik geçen gece. Masayı hazırlamış bir kuş sütü eksik. Humusundan babaganuşuna. Sevdiğim ne varsa masada. Arkadaş dediğin böyle olur. Kral adam bizim Orkun. Sevabın da günahın da gizlisi makbul. Ulu orta yaptığın biraz da el alem görsün diye, nispet de var işin içinde. Tadı kaçar. Biz böyle Orkun’la muhabbetin dibine vurmuşken aniden kapı çaldı, Akansel gelmiş. Orkun’un şirketten eski arkadaşı. Sıkıldı bıraktı gümrük işlerini, fa...